Sunday, April 6, 2008

Uykudan önce

bu gece
ben uyurken
ya da uyuyamazken
sıkıldım kendimden
kaçmak için siluetimden
yorganı kafama çektim
ne yazık
karanlıkta gördüğüm ruh
yine benimdi


insan değişmez
değişemez
değiştiğinde
artık "ben" olmayacağını bilir
"başkası"
etrafta milyarlarca varken
yenisini ekleyemez


karanlık
aydınlık
insan hapistedir
insan "mahkum"dur.

Wednesday, April 2, 2008

Klavye çıtırtısı, şuh kadın kahkahası, dedikodu fısırtısı.. Huzurlarınızda ofis rüyası!!

Sürekli surette odanın bir köşesinde öbekleşmiş insanlar. Fısıltı tonunda konşulan prim sistemleri, safça kaçırılan fırsatlar, yapılmak istenenler ancak cesaret edilemeyenler, "bende ne cevherler vardı"lar..

Koridordan gelen zoraki kahkaha sesi.. Zorunluluktan üst kademeye özenle atılmış, üst dudak ileri doğru büzülerek "ah(es) hah hah hah haa".

Sinirli kapanan telefonlar, azami süratle gönderilen e-mailler, iki dakka kaçak bakılan internet siteleri ve kontrol amaçlı doğal gelişen ense gözü, masanın köşesine konmuş, sevgili, koca resmi... Fosforlu kalemler, kağıt tutacakları, tüylü kalemler, zımbalar, post-it'ler...

Canım aklımı toplamak istemiyor. Hata tamamen dağılayım istiyor. Dağıldıkça çoğalayım.. Oturduğum yerden, huysuz çocuk gibi kollarımı karnımda kavuşturup, alt dudağımı büzüp, ayaklarımı bana büyük gelen sandalyeden ileri geri sallandırayım istiyor.. Herkese ters ters bakayım, hiçkimseyi sevmiyim, herşeyden nefret ediyim, çatıklıktan kaşlarımın ortasında birbirine paralel, yukarı bakan iki çizgi oluşsun istiyor.

Karşmdaki masada istifa etmekten bahsediliyor. Düşünüyorum.. Beyaz bir kağıt. Güzel bir dolma kalem.. Başlasa ya "Sn.Yetkili..." diye.. "Ben aslında yazar, bahçıvan, anne, hayvan terbiyecisi, okuyucu, romantik, akli dengesi yerinde olmayan olmak istiyorum" desem... Aynen böyle yazsam... Emin olun daha mutlu olurum desem.. Evim hiç dağılmaz, yemek yapmadan olmaz, kedim aç kalmaz, tek olurum, mutlu olurum, gündüzlerimi sadece kedimle ve annemle paylaşırım desem... Hem buradan her türlü daha iyidir diye de son noktayı koysam...

Mektubumun fotokopisini çeksem de herkese dağıtsam.. Herkes benim için şöyle cümleler kursa: "Ay salağa bak, marjinal olcam diye g.tünü yırtmış.. Ay ne saçma.." Halbuki hiç öyle olmasa.. Ben marjinal olmasam.. Hatta en sıradan ben olsam... Hiç dikkat çekmesem.. Kimse beni görmese ama sesimi duysa...

Diye hayallere dalma izni verdim kendime bu öğleden sonra.. Ne telefon, ne mail atmak istiyor canım.. Yazmaya yazmaya körelen parmaklarımı blogumla buluşturmak istiyor. Hayal kurup, içinde kaybolup hiç çıkmamak istiyor...

Akşam Chelsea'ye 5'er 5'er takmak isiyor...

Ah(es) hah hah hah ha...