Friday, January 13, 2012

Kalan

Banyoda, coşkuyla akan suyun altında, milyonlarca su damlacığının arasından kendi gözyaşını ayırt edebilecek kadar şuurlu oluyor insan.
Bunu farkettiginde ise kendine de, başkasına da inancını kaybediyor. Yaşadığını düşündüğü acı, mor bir duman olup yabancılaşıyor.
En çok uyuduğum halimi seviyorum, tabi uyumayı başarabildiğim zamanlarda.
Benim bile müdahale edemediğim bir zihinle yapabildiğim tek eylem.
Basıma gelecekleri bilemediğim icin uyumaya korkuyorum.
O dünyadan çıkıp şuurumla yüzleşmemek içinse uyanmaya...
İnanmak cok tehlikeli. Tum gerçekliğinden koparıp insanı, aynı gerçekliğe sertçe vuruyor.
İnanmamak daha tehlikeli, beş duyuyu da sorgulatıyor.
Bu gitgellerle ben, iki yıl önce yazdığım şiirdeki toz tanesine benziyorum bu aralar.
Ya da birinin yanağında buharlaşmış gözyaşından kalan,
bir tuz tanesi.