Friday, June 25, 2010

Sonisphere, bugün!

Bu hafta planınız varsa bizi aramayın, biz Tubik ile birazcık meşgulüz de. :)

Ulan, olur mu olur...


Cuma, Haziran 25

Rammstein 21:00 – 23:00
Alice in Chains 19:00 – 20:00
Pentagram 17:30 – 18:30
Stone Sour 16:15 – 17:00
Blacktooth 15:00 – 15:45
Ete Kurttekin 14:00 – 14:30

Cumartesi, Haziran 26

Accept 21:00 – 23:00
Manowar 19:15 – 20:15
Hayko Cepkin 17:45 – 18:45
Volbeat 16:30 – 17:15
Murder King 15:30 – 16:00

Pazar, Haziran 27

Metallica 21:00 – 23:00
Slayer 19:00 – 20:00
Megadeth 17:30 – 18:30
Anthrax 16:15 – 17:00
Foma 15:15 – 15:45
Gren 14:15 – 14:45


Kerry, sana geliyorum!

Git!

Senin ikiyüzlülüğünden, çıkarcılığından, densizliğinden, popülistliğinden, saygısızlığından artık bana gına geldi. Bizi hiçbiryere götürmüyorsun, geri götürüyorsun. Gözlerimizi kapattın zorla, en olmayacak şeyler bile normal gözüküyor artık. Seni görmeye tahammül edemiyorum, git istiyorum, kaybol. Gemilerini de, altınlarını da, yanındaki adamlarını da al ve git. Senin yerine gelen için de belki benzer şeyler söyleyeceğim bir süre sonra. Ama emin ol, yerine gelenler için hissedeceklerim, sana duyduğum nefretin büyüklüğü ile kıyaslanamayacak.

Sana hiçbir şans vermediğimi söyleyenler oluyor bazen. Sen benim şans vermemi sağlayacak hiçbirşey yapmadın ki. Sen bana hiç yakınlaşmadın ki. Sen beni inkar ettin, halen de inkar ediyorsun. Seni geldiğin yerden götürecek olan da, emin ol, ilk cümlemde saydıklarım değil, bizleri inkar ediyor olman olacaktır. Aramıza "siz - biz" ayrımı sokmuş olman olacaktır.

İşte bu yüzden, git artık.

Tuesday, June 22, 2010

27 bitti

Biten yaşları saymak işte doğum günü dediğin...


Bu sene tek bir dileğim var;


İçim rengarenk bir beyaz olsun...





Saturday, June 12, 2010

Bana göre Avusturya

Yurdum sınırlarına döndüm ey ahali!

Aslında döneli bir hafta oluyor ama ben hala ruh halimin değişikliğini ve yorgunluğumu atamadım diyebilirim.

Önce Viyana'ya sonra yarım saat mesafedeki Stockerau denen yere, sonra yine Viyana'ya gitmeli bi bir haftaydı bu. Eğitildim eğitilmesine de bir sürü başka başka tecrübe de edindim eğitilirken. Üniversite'deyken de bi sürü ecnebi (çocukluğumdan beri severim bu kelimeyi) insanla konuşmuşluğum oldu ama ilk defa böyle bir etkinliğe bizzat katılımcı oldum. 5-6 tane Türk ile birlikte, Mısır'lısı, Fas'lısı, İngiliz'i, Rus'u bir sürü milletten yaklaşık 40 kişiyle koca bir hafta geçirdim. Başka başka kültürlerin alışkanlıklarını gözlemlemek çok eğlenceliydi. Irkçı olduğuna kanaat getirdiğim Avusturya halkının gıcıklıklarına rağmen oraları sevdim diyebilirim.

Türk'lere tuhaf bir gözle bakıyorlar. Ben daha portakalda vitamin olduğum zamanlardan gelen, "oha artık şehir efsanesidir" dediğim o "Türk kadınları çarşaf giyer, Arap'lar gibi yaşar" inancı hala hakim tüm dünyada. Hoş haritada yerimizi bile gösteremezler ya, yine de bira sipariş ettiğimizde "Siz alkol almıyorsunuz ki, neden bira içiyorsunuz?" sorularını yöneltiyorlar ısrarla. Boynumuzdaki şala bakarak "Bunu boynunuza değil kafanıza takmanız gerekmiyor mu?" sorusunu 500'üncü duyuşumda bunu soran kişinin kıçında şampanya patlatarak kutlamak istediğim anlar oldu. "Siz bir terörist tarafından yönetiliyorsunuz" dediklerinde Recep Bey'i kızından daha büyük iştahla savunacak duruma gelmiştim artık...Bir de üzerine İsrail'le yaşadığımız o tatsız olayları duyunca iyice bir gurbetçi hassasiyetine bürünüverdik birçoğumuz.

Yine de güzeldi. Çok şey öğrendim. Aldığım eğitim boşa bir seminer değildi. Zaman zaman çok eğlendim. Türkiye'deki bıyık rekortmenimiz amcayı tanıyan bir bıyık rekortmeni ile tanıştım. Çılgıncasına roller coaster'a bindim. Mis gibi biralar içtim. Ormanda bisikletle yolculuk yaptım. Seke seke yeşillere karışan bir Ceylan gördüm. Eğitimler esnasında verilen takım ödevlerini yaparken Türk'lerin pratik zekalarının ne kadar üstün düzeylerde olduğunu farkettim. Viyana'nın her köşesinden bir sanat aktivitesinin fışkırmasını izledim büyük keyifle...

Çok yürüdüm, çok konuştum, susuz kaldım, o kötü yemeklerden aç kaldım, konu şnitzel olunca alkış tuttum, ve çok yoruldum.

Güzeldi, temmuzda yine yeniden gideceğim... Hevesle...

E tabi bir de hoşbuldum ben Cenk'i görünce :)