Thursday, June 13, 2013

Ruhsal referandum

Günlerdir aşırı değişken ruh halleri yaşıyorum. Bir an çok gergin sonra umut dolu. Bugün bunu en üst düzeyde yaşadığım gün oldu şimdiye kadar. Parka giderken derinden gelen bastırmaya çalıştığım sinsi bir korku vardı. Parka girdiğimde "24 saat" açıklamasının verdiği belirsizliğin yarattığı gerginlik insanların sakin yüzlerine yansımış gibiydi. Cüppeleriyle avukatlar girdi, alkış kıyamet koparttık, gurur duydum. Tanıdık yüzler gördük konuştuk, rahatladım.

Sonra erzak taşıma zincirine girdik umut ve mutluluk doldum. Sonra baktık ses seda hala yok yine gerildim. İnternet yok bilgi akmıyor, öylece bekliyoruz. Yemek yerken artan insan sayısı içimi iyice karıştırdı. Tekrar parka döndük, gergin bekleyiş devam etti.

Sonra Ethem'in beyin ölümünün gerçekleştiğini duydum, hücrelerime kadar canım yandı. Sonra tanımadığımız ama hemen muhabbete daldığımız diğer insanlarla konuştuk uzun uzun. Zincirde saatlerdir süren erzak taşımada yorulan insanlar vardı, görevi devraldık. Çöp arabası geldi, işçilerle birlikte çöp zinciri yaptık, alkışlarla uğurladık. Yine mutluluk, gerçekten işe yaramanın verdiği iç huzuru...

Referandum dediler, kafam karıştı sinirlendim. Ethem geldi gözümün önüne. Park değil ki tüm konu! Bir yanda hırsından gözü dönmüş birinin ucuz taktikleri diğer yanda Ethem. Ne soracaklardı referandumda?

Kışla+AVM?
Kışla+Park?
Kışla+Rezidans?

Ethem nerede? Ahmet nerede? Çocukların gözleri nerede? Susturulmuş gazeteciler, kandırılmış ve hala kandırılmaya çalışan halk nerede bu referandumda?

Referandum dediğin tekten seçmeli çoklu sınav.

Eve geldik. Necati Şaşmaz denen bir düdük tv'de. Küfür edesim yoktu banyoya kaçtım. Ama alışmışım twitter'ı kontrol etmeden duramıyorum. Orantısız zeka akıyor Necati Şaşmaz'a. Gülmeden edemiyorsun ki!

Geldim oturdum koltuğa. Ethem'in görüntüsü geçiyor. Utandım. Güldüğüm, gülebildiğim her dakikadan. İçim yandı.

Sonra Edip Akbayram'ın şarkısını söyleyen Down sendromlu kardemişiz çıktı. "Bu ülkeyi teslim etmeyeceğiz" dedi.

Hayat ne kadar ucuz, insanoğlu bazen ne kadar kolpa!

Referandum diyorlar, bilmiyorum.

Ama ben bir daha asla 15 gün önceki ben olmayacağım onu biliyorum.

No comments: