Saturday, November 15, 2008

Sobe Vol.3

Canım Burcu'mdan gelen bir sobe var şu anda elimde..

"Neden blog yazıyorum?"

Olaylar şu şekilde gelişti.. Ben zaten sürekli yazı yazmak istiyorum, vs, bik bik ediyordum neredeyse 3 yaşımdan beri.. E yazıyodum da kendi halimde.. Sözlükte, forumlarda, vs.. Ancak kendime ait olmayan hiçbiryer bana özgürlük sunmuyordu.. Hepsinin kendine özel formatı ve kuralları vardı... Zamanla yazmayı azaltmaya başladım.. Bu noktada bir gün canım sevgilim bana telefon açıp "Sana bir hediyem var" dedi.. Ben elle tutulur gözle görülür birşey beklerken "Tek taş olur, araba anahtarı olur, yalı oluurr, tekne oluurrr.. :P) bana sadece bir internet sitesi adresi gönderdi.. Ne olduğunu anlamadım.. Daha blog olayının benim de yapabileceğim birşey olduğunu keşfetmemiştim.. Siteye girdim.. İlk yazısını okudum...

Hayatımda aldığım en anlamlı 3 hediyeden biriydi.. Diğer ikisi babamın 18 yaş, gencecik bir kadın olma hediyesi yüzüğü ve abimin işe başlama hediyesi kalemi.. Abim duymasın kalemi taşınırken sanırım kaybettim ve oturup ağladım ama bu site asla kaybolacak bişey değil Allah'tan..


Bu uzun girizgahı geçersek, neden yazıyorum? Kafamda sesli cümlelerle aktaramadığım o kadar çok düşünce var ki! Artık hayat o kadar hızlı gidiyor ve insan düşücelerini ifade etmek isterken olaylar o kadar çabuk değişiyor ki, sakince, uzun uzun düşünerek, kısmen özgür bir şekilde bilincimin ve kalbimin şifresini deşifre edebildiğim müthiş bir alan sağladı bana bloglar.. Bu deşifre edilmiş duygu ve düşüncelerin başkaları tarafından okunduğunu, üzerine düşünülüp yorum yapıldığını, sadece benim değil başkalarının algılarına da girebildiğini görmek beni ne hale getiriyor anlatmak zor.. İki kelime bişey yazıp arkasından sürekli olumlu ya da olumsuz bir yorum var mı diye susamış köpek gibi dilim dışarda kontrol ediyorum.. Bu beğenilme arzusu değil asla.. (Eh tabi beğenilince üzerine bir Türk Kahvesi içmek istiyor tabi insan ama..) Bu sadece birilerine bi şekilde ulaşma arzusu..

Beni yazmak kadar ben yapan, yazmak kadar beni bana tanıtan bişey yok.. Benim bir dünyam var herkesin gördüğünden başka, tıpkı başkalarının dünyasını benim bilmemem gibi.. Bu dünyayı tasvir ediyorum her saçma ya da ciddi yazımda.. Böylece somutlaştırıyorum bu dünyayı... Ve bir sürü kız çocuğunu okutmaktan sonra gelen en büyük hayalim olan kitap yazabilmek adına sürekli alıştırma yapıyorum burada..

Bana böyle soru sorulur mu Burcu? Sabaha kadar, sonra akşama kadar, sonra öbür sabaha kadar anlatırım ben neden yazdığımı...

Hepinize bizi okuduğunuz, dünyamızı paylaştığınız, değerli düşüncelerinizle bizleri geliştirdiğiniz için sonsuz teşekkür ediyorum..

Bu hediyeyi veren sevgilime gelince.. Varlığı zaten teşekkür sebebi...

3 comments:

Cthulhu said...

Yaz yaz yaz. Yaz Tubik. Emin ol tüm gücümle arkandayım. Seni çok ama çok seviyorum, çok severek yazdığını biliyorum ve bunu görmek beni çok memnun ediyor.

Saygılarımla.

o/

Brc said...

Tubikkkkk iyi ki yazıyosun pek de güzel yazıyosun
ama ben bu yazına değilde hayatında aldığın en güzel hediyelere unuttuğun iki hediye eklemek istiyorum.
1.si sonradan farkettiğin Versace gözlüğün:D
2.si ise hepimizin dibinin düştüğü sigortalı Gucci çantan.hahahha çok maddiyatçıyım di mi?:D

tubik said...

Koptum yorumuna :))