Sunday, February 15, 2009

Sobe Vol.5

Birkaç gündür çılgıncasına etrafta dolanan bir sobe var : " I love your blog!" Sevgililer günü haftası olan bu süreçte giderek internet sosyali olan bizlerin bu nadide sevgilileri bloglarını da işin içine katmak istemeleri sonucu dolaştı bu kadar diye düşünmekteyim.. Merak ediyorum bizim hayta blog da bi minnacık pırlanta ister mi acep?

Konumuz şu, herkeşler sevdiği blogları buradan duyuruyor.. Ödül alan bloglar da karma felsefesine uyarak (nolduğu konusunda en ufak fikrim yok :P) ödülü aldıkları gibi veriyolar..

Bizim haytaya da pek sevgili Tanya, SED ve Burcum ödül vermiş... Hepiciğine derinlerden gelen teşekkürlerimizi sunuyor ve Kral TV Blog ödüllerini sahiplerine takdim ediyoruz :

- Flying Dutchman

Cenk: Bilgisayarı açtığımda hergün kesinlikle baktığım biricik blog sayfam Flying Dutchman sadece futbolla değil, her türlü konu ile alakalı ilginç tespitlere ve yorumlara sahiptir. Aynı zamanda geniş bir okuyucu kitlesine sahip olduğu için sadece yayınlanan yazılar değil, altındaki onlarca yorum da son derece komik ve okumaya değerdir.

Tubik: Bir bağyan olarak futbulla pek alakam olmadığı düşünülebilir. Ancak insanın iki abisi ve bir de kocası olunca hele de mühendislik fakültesinde okuduysa elde değil alakadar olmamak. Yine de mankayçasına futbolla ilgilenmiyorum evet. Ancak şunu söyleyebilirim ki futbol dışı Top 10 listeleriyle ve çeşitli konularda kullandıkları mizahi üslupla oldukça ilgimi çektiğini söyleyebilirim bu blogun.. Futbol yazılarını bile okuyorum zaman zaman ve futbolla kafayı çizmiş insanlara alıştıktan sonra bu kadar dalgalanmayan bir çizgi üzerinde, provake etmeden olduğu gibi yaptıkları incelemeleri ve yorumcuların da bu çizgiye saygı göstererek iştirakta bulunmaları çok hoşuma gidiyor. Bu nedenle bu ödülü (KTBÖ) fazlasıyla hakediyorlar.

- Tanya :

Cenk: Vallahi Tanya'ların blogu değil, internet bağlantısı bile olmasa yine de sık sık görüşülmesi gereken bir ekip olduğu kanaatindeyim. Zaten bizim de blog hayatımız Tanya ve saygı değer Ersin Abi sayesinde büyük aşama katetti. Onlarla tanıştığımız zamandan beri blogumuzun aslında hayatımızda ne kadar önemli bir yer tutabileceğini öğreniyoruz. Tanya'nın blogu günde yüzlerce kişi tarafından ziyaret edilen eğlenceli ve mutlu bir blog. Ama bizim diğer okuyuculardan farkımız bu blogu yazan kişiyi gerçek hayatta da tanıyor olmamız ve bu blogun verdiği mutluluğun kaynağını biliyor olmamız.

Tubik: Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu bloga tıkladığınızda hakkında bişeyler okuyamayacağınız konu yok gibi. Kah sinirlenir, kah sevinir Tanya. Hepsini de sesini duyarak okursunuz. Ayakkapları, gülen yüzü, komplekssiz olması, bloguna ve okuyucularına bu kadar sadık olup bu kadar sevgiyle sarmalaması, e tabi bi nebze de çatlak olması vazgeçilmez kılıyor her gün defalarca tıklanmasını. Ama biz sahilde mojito hüpletirken anladık bu enerjinin nereden geldiğini. Sonra da devamını getirdik çok şükür. Hep okumak hep görüşmek dileğiyle..

- Hastalardan öğrendiklerim :

Cenk: Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bir fikri blog yapmış bu doktor abimiz. Okuması inanılmaz zevkli. İlk bulduğumuz günü hatırlıyorum, herhalde 20 sayfa falan okumuştuk. Güncellenmesini en çok istediğim blogların başında geliyor. Bir de biraz daha sık yazsa çok daha mutlu olacağım.

Tubik: Bu blog hakkında ne yazsam boş, ancak tıklayıp sizin de tecrübe etmeniz lazım. İlk başta "Bu ne ya?" diyorsunuz, sonrasında da ne olduğunu anlayıp içinden çıkamıyorsunuz. Hastalardan doktor bey öğreniyor, biz de kendisinden öğreniyoruz. Kuaför çırağının muayenesinde kuaför sektöründen, tarlada çalışan amcadan da tarım makinaları ile ilgili birşeyler öğrenmeniz mümkün.. Sonunu da o hastalığa bağlı teşhis ve reçete özetiyle konu kapanıyor siz de sayfanın altlarına doğru yelken açıyorsunuz. Şiddetle tavsiye edilir.

- SED:

Cenk: Sayemizde blog yazmaya başladı Seden'cik, çok eğlenceli yazılar yazıyor, tıpkı kendi gibi. Şu askerlik bitsin, siz bi de onu o zaman görün :)

Tubik: Aslında blog alemine Tanya sayesinde girmiş olsa da zannederim bizim de katkımız vardır mevzuyu benimsemesinde. İyi ki benimsemiş de biz de onu okuyabiliyoruz. Hatta fazla benimsemiş bloguyla arasından su sızmıyor. Evindeki tadilatından, ofisteki şaklabanlıklarına kadar herşeyi okuyabilirsiniz. Kendine has şekliyle en eski blogıra bile taş çıkartacak nitelikte, size bir lunapark vaat ediyor ve girer girmez kendinizi atlı karıncada kahkahalar atarken buluveriyorsunuz.

- Ersin Saran:

Cenk: Tanya'nın blogu için yazdığım ortak yorumu buraya da yapıştırabilirsiniz. Eğer cıvıklıktan biraz uzaklaşıp memleket gerçekleri ile yüzleşmek istiyorsanız, Ersin Abinin az ama öz yazdığı blogunu takip edebilirsiniz. Ersin Abi karakterinin de verdiği ağırbaşlılıkla hepimizin televizyonda gazetede görüp unuttuğu olayları tekrar bize hatırlatıyor ve bize düşünecek birşeyler veriyor. Teşekkürler Ersin Abi.

Tubik: Konu yine aynı yere, Alaçatı sahile gelecek ama dinleyin. Evet aramızda yaş farkı var, o bizim abimiz ama bu kadar da aynı frekansı tutturmak kısmet midir? 5 dakika içinde "siz" dediğimiz için kızdı bize, sonra da muhabbet koyulaştıkça koyulaştı. Zannederim onun kendini sürekli yenilemesi, hayyattaki herşeye algılarının açık olmasıyla alakalı. Ondan öğreneceğimiz çok şey var daha ve biliyorum ki o da paylaşacak kadar cömert. Kızsa da sinirlense de bu kadar nazik sövebilir mi insan? Okudukça hem yarım yarım gülüyor, hem yarım yarım ahlanıp vahlanıyorum. Emin olun birşeyler öğrenmeden ayrılmayacaksınız o sayfalardan.

- Vintage Biscuit:

Tubik: Cenk pek okumadığı için benim yorumlarımla idare edeceksiniz ama ben onun neden okumadığını da anlayabiliyorum. Zaten vintage'ı bir nebze de ondan seviyorum. Çoğunun uyuz olacağı kadar bodozlama girer konuya, kısa ve net cümlelerle, taşı gediğine nazikçe(!) koyar.. Moda blogu değildir, modadan da birşeyler vardır. Eskileri sever, eskilere bayılır, en çok ilgimi de buradan çekmiştir. Kedi ve tüm hayvanların hastasıdır. Kendisine minnet borcum vardır, zira kedimizi alma gazına kendisini okuya okuya gelmişimdir ve kedimiz şu anda yuvarlak olmuş uyumaktadır. İzlenilmelidir, eğlenilmelidir.

- Smoothie Cookie :

Cenk: Kısa bir süre ara verdi ama inşallah dönüşü muhteşem olur, sayfa header'ının hastasıyız, nice nice bloglu senelere. O da bizim blog tayfasını takip etsin de aramıza katılsın istiyoruz. Belki blogır poaarrdilere o da katılır?

Tubik: Kendisi benim işten de arkadaşım olup ben gizli gizli blog yaparken beni iş üstünde yakalamış ve "napiyon len?" demiştir. Naptığımı anlatınca kendisi de bu gösterişli ve parlak ışıklı blog dünyasının (kendimi kaybetmek üzereyim) cazibesine kapılmış ve aramıza katılmıştır. Son derece keyiflidir okumak, her telden bir söyleyeceği vardır. Geçmiş zaman anıları özellikle komiktir.. Canımdır, ciğerimdir, pek sevgili arkadaşımdır.

- Defneyle yaşamak:

Cenk: Tuğba'nın kızı kadar tatlı bir blogu var, ayrıca dönem dönem annelik blogunu da takip etmiyor değilim :D Her poaardide şen kahkahalarını duyarız inşallah.

Tubik: Modern anne nasıl olunur buyrun burdan yakın.. Telefon telli Defdef'in öyküleri nefis resimlerle aktarılıyor ve Tuğba her geçen gün, "Ulen ben de mi doğursam" düşüncesini daha da fazla kafama sokuyor ama onun da dediği gibi bizim daha vaktimiz var. Klasik "Aman yavrum ben senin için ölürüm" blogu değil Tuğba'nınki. Bazen içtenlikle cinnet anlarını bizimle paylaşıyor ve siz kutsal görünmeye çalışmayan, sadece annelik yapmaya çalışan bir insanın öyküsünü okuyorsunuz aslında ki bunu yalın olarak gösterebilmek ayrı bir içtenlik gerektiriyor zannedersem.. Sevgili adaşım iyi ki var ve iyi ki biz onun öyküsünü güzel güzel okuyoruz.

- Azıcık ben:

Tubik : Son olarak benim tek başıma güçlü kadro olarak bu listeye eklemekten kendimi alamadığım diğer bir blog Feri'ninki. Zor iş hayatı nasıl olur okuyun da öğrenin :D O değil bazen öyle bir içini döküyor ki her kelimeyi ben yazmışım, olayı ben yaşıyorum da ben anlatıyorum gibi. Tasvirleri süper. O böyle sakin sakin anlatsın, ben sakin sakin okuyayım, ama bir gün kahve içelim de kelimelerle değil, sesiyle duyayım o içten irdeleyişini..



********************

Biz sağ taraftakileri ve daha nicelerini zevkle okuyoruz.. Hayatımızda bu kadar yer kaplayan bu blog olayına yorum yapalım istedik. E iki kişilik blogun sorumluluğu da iki kişilik olunca uzun uzun yazdık.. Toplam süre bir buçuk saat :D Normalde bu sobe listele gönder mantıklı idi zannedersem ama söyleyecek şeylerimiz de vardı.. İyi ki var bu bloglar.. Şimdi Var mısın Yok musun? Stüdyosunun hep bir ağızdan masalara vurarak " Ay lav yuuuu bıııloooooog, ay lav yuuu bııloooggg" diye tezahürat yaptığını varsayın.. Tam olsun :D

3 comments:

Tanya's said...

Seviyorum ikinizi de çoook.

tubik said...

Canım tanyacım!

Biz de seni çok seviyoruz! Hep neşe saçabilir mi insan etrafına? Maşallah diyip sürtüne sürtüne nasiplenelim hep :D

Fery... said...

tubacııımmm çok çok tşk ederim pek bi mutlu oldum :)