Thursday, August 20, 2009

Süs ve Tubik

Evet, daha önceki yazılarda yer alan fotoğraflarda (hatta gelen bazı yorumlardan da) farketmişsinizdir ki ben pek süsle püsle alakadar değilimdir.


Aslında eskiden öyleydim. Üniversite zamanlarımda makyaj yapmadan dışarı çıkmaz, hangi kıyafeti hangi başka birşeyle uydururum kafa yorar, mağazalarda dolanıp durur, alışveriş severdim.


Ne oldu bilmiyorum ama birkaç senedir bu meselelerden uzağım. Değil kıyafet düşünmek, alışveriş yapmak bile zulüm gelir oldu. Üstüne birsürü kilo aldım. Makyaj yapmaz oldum. Birçok arkadaşım bana sürekli bu konuda baskılar yaptı ama yılmadan devam ettim kendi halimle dolanmaya.


Düşündüğümde şu anki durumumu normal görmüyorum. Süslenmek, kendine bakmak, kıyafet hayalleri kurup ayakkabılar içinde yüzmek istemek bir kadın için olağan şeyler olmalı. Benim durumum ise anormal.


Nedenini sorguluyorum. Bazen sebepler buluyorum, bazen bulamıyorum. Depresyon desem, bu kadar uzun depresyon mu olur? Ayrıca depresyonluk durumda da değilim çok şükür. Kılık kıyafet ve süse para harcamak istemiyorum mesela. Saçma geliyor. Ama bu, mesela işe zırt pırt aynı çarkı çevirerek giyinip gitmem anlamına gelmemeli, onu da biliyorum. İçimde bir isteksizlik var ki ilerisi için beni korkutmaya başladı. Bakıyorum sokaklarda, caddelerde herkes bir stil ikonu. Ne yaparım, nasıl kurtulurum bu halden bilmem...


Yine de ordan burdan tıklaya tıklaya denk geldiğim bir nesne beni benden aldı diyebilirim. Ne yazık ki çok pahalı.. Ama görür görmez bayıldım...


Tubik'ten moda gibi birtakım konularda yazı görmemeye alışmış bünyeler için şaşırtıcı bir resim. Bolllca paranız varsa alınız efendim... Tasarlayanı gözlerinden öper, bu yazıyı burada sonlandırırım....









İşte tam şuradan ulaşabilirsiniz :

12 comments:

Sebnem'den said...

Hmmmmmmm..Hoşş.Baykuş figürüne bayılırım her zaman..
Hayatım sokaklarda modaikonu gibi dolanmana hiç gerek yok.Sen sadece bana ne zaman bir şey almak istersen haber ver.Yardım ederim hemen..
Bu güzel kolyeyide Cenk artık alır diye düşünüyorum..Bayram hediyesi olsun meselaaa:))

sinem said...

valla o süs olayı tamamen insanın içinden gelmeli. gelmiyorsa zorlamak anlamsız çünkü çirkinleşmişsin gibi oluyor, en azından bence :) mesela ben de okul zamanı daha bi insanlaşıyorum, en azından bi allık filan sürüyorum ama tatillerde makyaj malzemelerimi nereye koyduğumu unutuyorum :)

tubik said...

Şebo'm,

İmaj danışmanım ol benim hehehehe! Çok güzel olur valla! Hımmm çekilin sokaklar ben geliyorum :)))

Kolye işini Cenk'e havale edecektim ama 145 $ çok geldi bana :))) Ama artık bilemem :)



Sinem ;

Aynen o durumu yaşıyorum işte, içimden gelmediğinden dolayı yaptığım her ekstra şey beni bir Deniz Seki bir Bülent Ersoy'a yaklaştırıyor gibi geliyor, yapmasam daha iyi :) Neyse bu aralar bi uyanıştayım galiba :D

Anonymous said...

aslinda baykus figurunu secmek bile bir nebze yazi ile uyumlu bence. cunku biliyorsundur ki baykus basini 360 derece cevirebildigi icin mitolojide bilgelik simgesidir. her zaman aklı ve sağduyuyu temsil eden bir sembol olarak bilinir. ee suse puse fazla para vermem demek de zaten akil ve sagduyu urunu bir dusunce olsa gerek))
LeyLa

Sebnem'den said...

145$ mı?Hayatım gitarını satsın aldın:))))
Hhahahaa..O para sana gitmezse bir gün anfiler,kolonlar ve bir başka gitar olmadı laptop'a gidecek hatta kat be kat fazlası..
Cenk sana karşı değiliz,seviyoruz..Bayram geliyor sevindir eşini:))))P

zeya said...

Bence sen özgürlüğü yakalamışsın depresyon falan değil bu :)
ki yakinen gördüm fıstık gibisin :):)

bu baykuş kolyeyi sanki ben palladiumda bir dükkanda gördüm hatırlarsam yazarım...

Şebnem'in kampanyasına katılıyorum bayram hediyesi baykuş süpeer olur :):):)

selen said...

Tuba,

Bence herkes kendine biraz da olsa bakmali, kadin ya da erkek olmasi fark etmeden hem de. Ama suslenmek puslenmek, alisverise merakli olmak bir kadinin olmazsa olmaz karakteri degildir diye de dusunuyorum. Bunun boyle yansitilmasi da bence suse puse para harcamaktan kacinan, alisverise duskun olmayan icinden gelmeyen kadinlarin kendini sorgulamasina neden oluyor ben normal degil miyim diye. Ben de o saydiklarina cok da merakli bir insan degilim. Her kadinin hayatta farkli oncelikleri var. Suslenmek alisverise duskun olmak bir kadin icin oncelik degilse, icinden gelmiyorsa, zorlama oluyorsa burda sorun `normal` olmayan kadinda degil, kadinin boyle olmasi gerektigini soyleyen icinde yasadigimiz kulturdedir bence.

tubik said...

@ Leyla;

Bak ben bilmiyordum baykuşun böyle bir anlamı olduğunu! İncir ağacının altına oturup bilge olmayı beklerken bu kolyeyi de takayım tam olsun! :)

@ Şebo;

Gitarı satmak mı ? Şaka olmalı bu, Cenk yeni bir Les Paul almayı düşlerken beni gitar yerine duvara asar herhalde :))))))))))

@ Zeya;

Açık söyliyim müthiş bir özgürlük! Bir de arkadaşlarım bana kızarken makyajmın akmayacağının stressizliği var ki şahane! Hımmm bu kampanya bakalım ne kadar etkili olacak! :)

@ ZSA ;

Düşünüyorum ve hak veriyorum. Birileri birşeyi dayatıyor, uymayanlar da kendini garip hissetmeye başlıyor. Belki biraz da buna kapılıp endişeleniyorum.

Ama bakım, herşeyden önce insanın kendisi için çok önemli.. Benim en büyük endişem kendimi boşladığımı farketmem aslında. Tehlike sinyali veren birşey bu. Sonuçta aynaya baktığımda gördüğüm kişi beni mutlu etmeliyse, bu aralar aramız biraz bozuk galiba :))))

Anonymous said...

aman canim ya begene begene bu kolyeyimi begendin soyle gullu cicekli kelbekli bocekli bise bulmadin mi alemsin valla
ayca

Fery... said...

geçen gün ev arkadaşımın feri bari rimel sür ya deyişini hatırladım :) yalnız değilsin :))

varol döken said...

sanırım bu post'un altına güzel gider... mail adresinizi bulamadım çünkü...

cumartesi gecesi, köşedeki bakkala kadar gitmek için çıkan ayaklarım, beni dur bir hava alayım derken istiklal'e, oradan tünele, derken kuleye, sonra yokuş aşağı turuncu bir tişört aldığım teyzeden sonra karaköy e kadar sürükledi... sözde tünelden geri dönecektim... dur dedim karaköy e kadar inmişken biraz daha yürüyeyim cenk ile tubik i bulurum... devam ettim, bir şort, iki tişört, bir parmak arası terlikle, tophaneye kadar geldim... kesin dedim buralardadır şimdi... bir su içer, deli olmadığımı anlatmaya çalışırım... kesin anlarlar, tek bir kare resim çeker, pazartesi gecesine güzel bir post hatırası düşeriz... bakındım, bakındım... aklımda katmerler cafe kalmış, oraya doğru akındım... heyhat, demek ki bu garip cumartesinin sonu enerjilerinden çalıp fikriyeden konuşmak isteyeceğim bu karbeyazı çiftin yanında bitmeyecekmiş... boyacı çocuk muamelesi görmemek için gerisin geri bastım... italyan yokuşundan eve çıktım...

sahi siz orada mıydınız cumartesi gecesi 23 gibi:)

tubik said...

Değildik abi değildik. Yürümeye başladığın anda, ya da "ulan ben galiba tophane'ye" gidiyorum dediğin anda arasaydın, orada olurduk. :)

Neyse artık.

Öpüyorum, saygılarımla.

Cenk