Tuesday, January 19, 2010

Uyku, biraz uyku

Böyle bir şarkısı vardı MFÖ'nün hatırlarsınız.


Çalışırken özellikle pazartesi sabahları (özelliklesi yok aslında hemen her gün) küçük Emrah gibi söylediğim.


Bu sayıklamaları özledim blog. O kadar uyudum o kadar uyudum ki bu işsizlik döneminde, benim gibi bünyeyi bıktırdı desem yeridir. Sabah bir sebepten erken uyanmam gerekliyse artık "5 dakka daha" demeden kalkar hale geldim. Beni iyi tanıyanlar bunun bir devrim olduğunu düşüneceklerdir. Haklılar da. Zira "Bence bu hayatta uyumaktan daha güzel bişey yok" diyebilecek kadar çok sever(d)im uyumayı. Ama tehlikeli bir uyuşturucu gibi olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi. Erken kalkmam için bir sebep yoksa, 13 saatlik rekor uyumalar bile yapabildiğimi gördüm ve korku içindeyim :) Hayatın geçip gittiğini görmek, uzun uykulardan sonra insanın kendine gelmesi de uzun sürdüğü için, bir bakıyorsun akşam olmuş ve sen hayatında bomboş geçirdiğin bir gün yaşamışsın. Ne korkunç!


Sebebini düşündüğümde, doğduğumdan beri bu kadar oturarak geçirdiğim bir dönem olmadığını, okul döneminde en uzun tatilimin 1 ay sürdüğünü, geri kalan sürede bile bir işle meşgul olduğumu, bir amacımın olduğunu gördüm. Evde işsiz oturmak ne demek bilmediğimden, bu zamanı nası kullanacağımı da bilmiyordum ve bu beni garip bir boşluğa düşürdü. (Bu söylediklerime kendim bile inanamıyorum) İşsiz günler geçirip yapmak istediğim tüm şeyleri yapacak zaman dilediğimde bunu hiç hesaba katmamıştım :) Her sabah kalktığımda "e ben ne yapıcam şimdi?" diye şaşkın şaşkın baktım durdum.


Herneyse, sonuçta bana hayata bakış açımla ilgili bilmediğim birşey gösterdi bu süreç. Zaman çok önemli bir değer. Uyuyarak, boş oturarak geçirilemeyecek kadar değerli. Çalışmak aslında zorunlu şekilde insanın hayatına bir değer katıyor, bir şekle şemale sokuyor, bazı şeylerin değerini daha net gösteriyor ve daha büyük istekler aşılıyor. Zamanın geçtiğini bir disiplin olarak insanın beynine sokuyor.


O sebeple işe başlayacağım günü iple çekmekteyim.


Demin baktım da, bizim kedinin bile hergün bir amacı var.


Bugün de pencere önünde, yere düşen kar tanelerini yakalamak için zıplayıp duruyor...

3 comments:

Unknown said...

seni çok iyi anlıyorum çünkü ben de yaklaşık 7 aydır evdeyim bekliyorum :( en azından senin zamanın artık belli işe başlaman için darısı benim başıma olur inşallah :)
gerçi ben çok uykuya düşkün değilimdir ama sabahları da uyku iyi gelir zaman zaman
sevgiler...

Sedeliko said...

zamanı iyi kullanmak senin elinde Tubik.
çalışmıyor olsan bile tıpkı çalışıyor gibi yapabileceğin binlerce şey var.
amerikalılar der ki "fikir satar" zamanı iyi kullanmak, zaman geçti gitti, hayat akıp gidiyor ben birşey yapamadım dememek için fikirlerini kullanmayı dene.
inan faydası olacaktır.
kurumsal köle dğeilsin diye hayat akıp gidiyor & sen hiç birşey yapmıyor olamazsın.
bu arada hayırlı olsun;)

Peren said...

Tubik ne tuhaf di mi, en çok istediğimiz şey öyle bir zaman geliyor ki kabusumuz oluyor...hayat hep şaşırtıyor insanı...bu süreçten öğrenerek, tanıyarak çıkman güzel..bunu düşün...öpüyorum....