Monday, July 6, 2009

Sobe Vol.6

Uzun zamandır mimdir, sobedir, bir hareket yoktu... Şimdi sevgili ZSA beni sobelemiş.

Görev insanı olduğumdan kellay bi çırpıda yapiim dedim.. Dedim demesine ama konu da zor be.. Bir takım kişisel itiraflarda bulunmak gerekiyor konu icabı ama bir anda sorunca da hemen cevap verilmiyormuş, bunu anladım...

** Anormal bir sulugözlülük mevcut bende. Önceki cümlede geçen "anormal" kelime anlamıyla kullanılmış olup, nicelik değil nitelik belirtmektedir. Şöyle ki; biriyle tartışıp, birine kırılıp kolay kolay ağlamam ben. Mesela aşırı miktarda sinirlenirsem ve sinirimi atacak birşey yapamıyorsam ortam koşul gözetmeksizin ağlarım. Örnek; öğretmenim benim damarıma basacak birşeyi sınıf içinde söylediyse ve ben ona ağzıma geleni saydıramadıysam, ya da babamla konuşurken ısrarla anlatmak istediğim şeyi anlamıyorsa/anlatamıyorsam falan.. İhtiyar birilerini gördüğümde dayanamıyorum direk ağlıyorum... Acıma duygusu değil, ne bilmiyorum. Zaten düşünmeme fırsat kalmıyor, hemen sulanıyor gözlerim. Bazı filmlerin en komik sahnelerinde ağlayabilirim.. 50 First Dates buna en güzel örneklerden biridir. Böyle bir ağlama yok.. Neşeli Günler de öyle..

** Sakarlık konusunda bir hayli başarılı olduğum söylenebilir.. Ergenlik döneminde genelde tüm ergenler sakar olur ya hani, ya ben ergenlikten çıkamadım, ya da bende kronikleşti... Ya kapıdan geçerken bir kapıyı ortalayamaz mı insan? Sürekli omzumu çarpıp, kapıya "pardon" derken buluyorum kendimi! Ya da yemek yerken çatalı çat diye dişlerime çarpıyorum. Serçe parmaklarım (ayak) sürekli koltuk kenarına çarpmaktan hissisleşti. Bardağa su koyarken yerler daha fazla nasipleniyor..

** Eskiden gerçekten çok güzel şarkı söylerdim. Şimdi ise Banu Alkan'dan halliceyim. Nasıl böyle oldu, bu noktaya geldim ben de anlamadım..

** Her nekadar dışadönük, girişken biri gibi görünsem de utangaç ve çekingenimdir. Kalabalık ve tanımadığım insanların yanında genelde rahat edemem.. Allahtan rahat ediyormuş gibi davranma konusunda yetenek sahibiyim de susup kalmıyorum genellikle.. Ama sandalyenin altında sünger varsa, parça parça olma ihtimali yüksektir :)

** Yakın bir zamana kadar çok akıllı olduğumu zannederdim. Bloglar da dahil olmak üzere birçok farklı platformdan sonra "çok" akıllı olmadığımı, sadece akıllı olduğumu anladım. İyi oldu.. :)

** Çocukken büyük abime aşıktım. Bildiğiniz "aşk"tan bahsediyorum. Defalarca evlenme teklif ettim, defalarca tehdit ettim kendimce "seni kimseye yar etmem, benim olacaksın" diye.. Tepesine çıkıp öpücüklere boğardım.. Yazık çocuğa..

** Yakınlarımı kaybetme konusunda çok çok uzun zamandır ciddi bir korku yaşıyorum. Psikolojik olarak ele alınması gereken bir konu bile olabilir çünkü gece yatmadan önce aklıma gelip de sabaha kadar nefes dinlediğimi biliyorum çok kereler. Hatta sırf bu düşünceden anlamsız şekilde ağladığımı da..

** İnsanların birden fazla kez aşık olabileceğine inanıyorum.. Arkadaşlarımla sıklıkla tartıştığım bir konu bu, onlar olmaz diyor, ben olur diyorum. Denk gelmeyle alakalı bir durum bu..

** Kafamda 8 adet dikiş var, 5'i bi yerde, 3'ü bi yerde... İki vukuatımın da hamamda gerçekleşmesi nasıl bir durumdur bilemiyorum.. Üstelik 5 yaşından küçüktüm ikisinde de.

** Küçükken Burak Kut'un "Bebeğim" şarkısında da ağlardım ben be! Yaş 8 falan..

** Ha bir de "Hadi yine iyisin" Tayfun konserine gidip masaların üzerinde dans etmişliğim vardır.

** Ortaokulda botumun tabanı ikiye ayrılmıştı burundan topuğa kadar. Yürürken lap lap ses çıkartırdı, herkes dalga geçerdi 100 metreden anlaşılıyor senin geldiğin diye. Babamlara külfet olmasın nasılsa yürüyebiliyorum diye onlara söylememiştim. Sonra kim keşfetti hatırlamıyorum ama iyi bir azar işitmiştim.. Ahhh ahh şimdiki aklım olsa :D

** Hep çocuk sahibi olmak istemişimdir. Hatta evleneyim hemen çocuk yapıcam derdim hep. Kız çocuk isterdim.. Hayatın gerçekleriyle şak diye karşılaşınca insan bi dur diyor.. Şimdi baya uzun vadede ve mümkünse erkek istiyorum :D


Tam itiraf gibi de olmadı şimdi bunlar, itiraf & anı karışık oldu.. Olsun ne yapalım..

Eğer ki yapmak isterlerse ;

Defdef'in annesi ve SED'e yönlendiriyorum bu yazması eğlenceli konuyu...

4 comments:

selen said...

Hic kolay olmuyor yazmak. Ben 2 gun dusundum ne yazabilirim acaba diye. Sen yine bi gecede kotarmissin :)

O bahsettigin korku bende de var. Ben de psikolojik mi diye supheleniyordum uzun zamandir. Bir teshis duyarsan bana da haber ver :)

Tayfun konseri sahaneymis bu arada :)

Tanya's said...

Evet Tubik,insan birden çok aşık olabilir..duruma bağlı olarak ve ayrı zamanlarda.

Ah gelsene bize bir haftasonu sevgilileri yollayalım..NYta sonbahar, Shakespeare in love ve sweet november isimli filmleri izleyelim ve böğürerek ağlayalım..olmaz mı?

varol döken said...

- ekranlara, camlara parmağıyla dokunanlar, gazete okuduktan sonra ellerini yıkamayanlar, parkelere çıplak ayakla basanlar, yatağın üstünde halley yiyenler, taze ekmeği tabağın içine değil yere doğru kesenler, banyonun kenarında saçlarını unutanlar, havlulaları kurumak için dümdüz değil de katlayarak asanlar, kıyafetlerini katlamadan ortalığa saçanlar, sigaranın küllerini kültablasından taşıranlar beni hep deli etmiştir...

- askerde odaya girip "sen neden gazeteyi eldivenle okuyorsun" diyen üst teğmene, "öbür türlü sürekli ellerimi yıkamak zorunda kalıyorum böyle çok pratik" cevabı verince "sen deli misin?" demiş "hayır komutanım obsesif kompülsifim" diyince de onunla dalga geçtiğimi zannedip beni büro işlerinden almıştı...

- bir birayla 7 kere işerim...

- samuray kılıcıyla kafasını gövdesinden ayırmak istediğim insanlar var...

- dünyada bence en fazla 10.000 kişi falan yaşamalı...

- rijkaard'ı kıskandım...

- paris hilton'ın hastasıyım...

- sırtıma soğuk ağda yaparken 3 günlük sevgiliye yakalandım...

- park etmeyi beceremem...

- sağ elimin tendonunun koptuğu günden beri kavga edemiyorum, trafikte falan alttan alıyorum, bu beni çıldırtıyor, birine acayip girişmek istiyorum, fight club gibi, korkuyorum...

- dizi izlerken telefon çalarsa sahibine bakmadan direkt küfür ederim...

- boş ve gereksiz bir adam olmanın bile reklamını yapıyorum (bu kısım tunchay'a ithaf:)

- boş ve gereksiz bir adamım...

tubik said...

ZSA;

Tayfun konseri çok fenaydı ya.. Bi de çıkışında kimseye haber vermeden arkadaşımın babasının arabasına bindim eve bıraksınlar diye, herkes kayboldum sanmış, karakola gitmişler falan..

Şu kaybetme korkusuna gelince, insanın kendine yapabileceği en büyük eziyetlerden biri.. Koyulmuş tanı bulursam anında haber vericem :D


Tanyakuş;

Ne de güzel olur, nutella da alalım yanımıza tam olsun :) hönküre hönküre, bridget jones gibi :D


Varol ;

- Dünyada az bir grup insanın yaşaması taraftarıyımdır ben de ama sadece 10.000 kişi yaşarsa, geriye hasta olunacak bir Paris Hilton kalmayabilir :D Ama tabi bu 10.000 kişiyi sen ve zayıf sarışınlar olarak tanımladıysan bilemem :D

Komutana "obsesif kompulsif" dersen alacağın karşılık da öyle olur.. Dua et diskoya kapatmamış :D