Monday, January 25, 2010

Karlar düşer...

Herkesler kar resimleri koyarken biz eksik mi kalıcaktık?

Kar İstanbul'a ilk bizim evden düşüyor gibi bir his var içimde. Zira bu sene gördüğümüz üçüncü kardı bu. Ama etkisi hepsinden uzun sürdü haliyle. "86'da bi kar yapmıştı, arabayı kaybetmiştik." geyiklerine özenmiş 2010 kışı belli ki... Biz de iki akşam önce, karlar iyice üstüne basıp da gırç gırç ses çıkartır hale geldiğinde, attık kendimizi sitemizin yollarına..




Bizim eve misafir olmuş kişiler, evin kapısına ulaşmak için geçtikleri o soğuk koridora sitem ederken bir daha düşünsünler derim ben... Yakında kardan adam yapacak seviyeye gelecek apartmanın içi... Bakıyorum günde 3-4 kez görevliler gelip karları siliyor koridorda.. Nasıl iş anlamadım :)



Madem karda yürümeye çıktık, alttaki bakkala uğramamak olmaz dedik. "Gel kar topu oynuyoruz" dedi Cenk ama bakkal yanaşmadı. Onun yerine içimiz ısınsın diye sıcacık sahlep ikram edip yolladı..





O karda makinayı ne diye yanımda götürdüm ben de bilmiyorum. Eve geldiğimizde lensi buğu ve damlacık içindeydi. Neyse ki düzeldi. Bir de poz veriyorum ki sormayın..





Gördüğünüz gibi daha otantik pozlarım da yok değil :)





Bu da artık kar yağışının çekingenliğini iyice attığı, "yaşasın özgürlük" nidalarıyla etrafa güldür güldür saçıldığı bu sabahtan görüntüler... Balkon kapısı açılmayacak hale geldi şu an itibariyle.. Neredeyse yarım metre kar var.





Park yerini temizlemeye uğraşan güvenlik. Bütün gün bununla uğraştılar biz rahatça park edelim, kaza bela çıkmasın diye. Sağolsunlar...





Ve kedimizin karla ilk tanışması. Daha önce camın arkasından, kar tanelerini yakalamaya çalışmak için zıplamakla yetinmişti. Ama şimdi, kendi ellerimle koydum yavrumu karların içine.




Ne yapacağını bilemedi başta.. Kafasını sokmaya çalıştı, kum gibi eşelemeye çalıştı yine olmadı.




En sonunda "Eeeeh, bu mu lan bu kadar abarttığınız? Soğuk bi toz işte be!" dercesine her tarafı kar olmuş halde içeri girdi...


Bizim kar maceramız da böyle geçti işte blog. Cem Yılmaz'ın (gerçekten kendisi mi bilmiyorum ama) twitter'da dediği gibi Erzurum'da insanlar -30'da yaşıyor, biz burada -2'yi görünce kırmızı alarm veriyoruz. Ama görmemişin oğlu olmuş, çekmiş pipisini koparmış hesabı bizimki de işte.. Uzun zamandır görmedik ya, heyecan bastı işte..

Sevgiler, saygılar, kimsenin keyif dışı üşümediği nice beyaz kışlar...


1 comment:

Peren said...

Tubikkk,ne keyifli oldu,di mi? Çocuklar gibi şeniz evet, tek endişem sokaktakiler..ne güzel bitirmişsin yazıyı..."kimsenin keyif dışında üşümediği"...daha güzel ifade edilemezdi sanırım...