Monday, July 14, 2008

Kediyi de götürsek kuşları yer mi?

Dükkandayım. Oturuyorum. Şu anda uydu bağlayan adamlar çatıya uydu antenimizi takıyorlar. Aynı zamanda yangın alarmları devreye alınıyor. İşe almak istediğimiz adayları arıyoruz, görüşmeye çağırıyoruz. Makinalarımızdan biri bozuldu ve rulman değiştiriliyor. Antalya Şube için bir arkadaş geldi, Murat abi onunla görüşüyor. Camlar çıkıyor, onları kontrol ediyoruz. Öyle gidiyor işte. Sabahtan öğlene kadar zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum gerçekten. Müthiş bir yoğunluk ve yorgunluk var üzerimde. Yapmam gereken işleri not almak için ufak bir defter aldım kendime, ona not almayı da unutuyorum. Zaten hiçbir zaman bu not alma işlerinin adamı olamadım.

Günde 700 tane iş yapmaktan kafam dönmüş durumda. Ciddi bir şekilde tatile ihtiyacım var, Tubik'in de öyle. Biz zaten şöyle denizli havuzlu bir balayı yapamamıştık. İşte şimdi fırsatı yakaladık. 10 Ağustos'ta tatile gidiyoruz!

Kuşadasına en son gittiğimde '86 Dünya Kupası vardı ve işte ben bunu izlemiştim canlı canlı. Tabi küçüktüm, Maradona'yı izlediğimi biliyordum ama golü sonradan görüp hatırladım. Aynı golü sonra Messi de attı ya. :)



Aranızda (bizi okuyan varsa tabi hala) diyenler vardır şimdi: "Yuh la olm herifin Kuşadası anısına bak!" Kızacak birşey yok. Yenilerini eklicez inşallah. :) Tatil köyüne tatile gitmeyeli bir 8 sene oldu herhalde zaten. En son Side'ye gitmiştim. Ondan beri de nasip olmadı. Çok umutluyuz. Yaşasın tatil! Yaşasın kuşlar!

Not: Kediyi napcaz biz ya?

2 comments:

Burcuk said...

Aaa oralara gitmisken Milli Park'a da gidin, denizi superdir! Kusadasi'nin en guzel denizi bariz orda:)

Kediyi de bilemedim, hayir bir de yola cikinca kusmaca durumu var o kotu :/

Bol seftalili, karpuzlu, iyi tatillerrrrrrr

Bir Hayat Dolusu said...

ben de kuşadası ile ilgili bir şey anlatayım.
ben izmir'liyim.
o zamanlar dallas yeni başlamış.
dallas restaurant diye bir yer var kuşadası'nda
tabi yıl 80'li yılların başı herhalde.
tahtadan bir yer.
baraka gibi.
ama güzel mangal yapılırdı orda.
kuşadası deyince iki şey hatırlıyorum.
birincisi küçüklüğümdeki şirin kasaba..
ikincisi şimdiki betonarme kuşadası.


burcuk'un dediği milli park -eğer aynı yerden bahsediyorsak- harika bir yer.
biz araya Kalamaki deriz. rumca eski adı.
doğası ve denizi ile harika bir yer.
küçükken çok giderdik.
o zamanlar kamp yapmak ve ateş yakmak yasak değildi.
gece kalırdık orda..

muhteşem bir doğa mavi bir deniz..